Bu konu gerçek dünya bakış açısıyla ilgilidir.
Bu konu Combine dönemi ile ilgilidir.
Bu, iyi bir makaledir. Daha fazla bilgi için tıklayınız.

Epistle 3

From Combine OverWiki, the original Half-Life wiki and Portal wiki
Jump to: navigation, search

Bu konu gerçek dünya bakış açısıyla ilgilidir.
Bu konu Combine dönemi ile ilgilidir.
Bu, iyi bir makaledir. Daha fazla bilgi için tıklayınız.

Frohmansquare.jpg Bu makale "canon" değildir.
Space.png

Bu makalenin konusu Half-Life ve Portal evreninde gerçekleşmez ve "canon olmayan" olarak kabul edilir.

Kuzey Kutbu'nda düşen bir helikopteri betimleyen Episode Three konsept tasarımı.

Epistle 3, seri yazarı Marc Laidlaw tarafından yazılan Half-Life evreninde geçen kısa bir hikâyedir.

Genel bakış[edit]

Laidlaw tarafından Valve'dan emekli olduktan bir yıl sonra, 24 Ağustos 2017'de web sitesinde yayınlanan Epistle 3'ün hikâyesi bir mektup şeklinde sunulur. Bu mektupta yazar, Episode Two'nun sarsıcı sonunu izleyen hikâyenin özeti gibi görünen bir durumun açıklamasını yapar. Bu nedenle, topluluk tarafından genellikle uzun zamandır beklenen Episode Three'nin planının bir taslağı olarak görülmektedir. Gerçek Half-Life 2 serisi karakterleri ve öğeleri yerine çok sayıda kod adıyla yazılmıştır ve tüm karakterlerin cinsiyeti değiştirilmiştir.

Kısa sürede topluluktan önemli miktarda ilgi gördükten sonra, Laidlaw hikâyeyi "hayran kurgusu" ve "yıllar önce gördüğü bir rüyanın anlık görüntüsü" olarak nitelendirmiştir.[1] Twitter'da yaptığı ve "Mektupsal Ek Düşünceler" olarak adlandırılan bir dizi takip gönderisinde böyle bir taslağın, bütün bir ekibin bu kavramları nasıl hayata geçirebileceğine dair fikirler üretmesinin bir sonucu olarak yönünün kaçınılmaz olarak gelişim boyunca değişeceğini ve gelişeceğini vurgulamıştır.[2] Epistle 3'ün bölümsel üçlemenin planlanan sonunu yansıttığı fikri, projede çalışan bir Valve çalışanı olan Robin Walker tarafından benzer şekilde tartışılmış ve Episode Three için hiçbir zaman kesin bir plan olmadığını belirtmiştir. Hikâyenin daha çok Laidlaw'ın yıllar boyunca üzerinde düşündüğü geniş bir fikir koleksiyonunun bir örneği olduğunu öne sürmüştür.[3]

Mayıs 2022 civarında, Epistle 3 Laidlaw'ın sitesinden kaldırılmıştır, ve daha sonraları bunu yayınladığı için pişman olduğunu belirtmiştir.[4]

Özet[edit]

Gordon Freeman'ın kendisi olduğu belirtilen bu mektubun yazarı, en muhtemel eşdeğer isimlerle, bu kadar uzun süre sessiz kaldığı için af dileyen oyuncuya hitap eder ve Episode Two'dan bu yana içinde bulunduğu koşulları açıklamaya devam eder. Mektup, Eli Vance'in cenazesinin ardından, Gordon ve Alyx'in, Dr. Mossman tarafından sağlanan Kuzey Kutbu bölgelerindeki koordinatlara helikopterle nasıl seyahat edeceklerini, kayıp araştırma gemisi Borealis'i bulmayı ve Eli'ın onu Combine tarafından ele geçirilip kullanılmadan önce yok etme arzusunu gerçekleştirmeyi umduğunu anlatır. Uçakları vurulduktan sonra (Episode Three konsept sanatında tasvir edilen bir olay), buzda büyük bir Combine tahkimatını keşfederler. Ayrıca, sonunda Borealis'in kendisi olduğunu fark ettikleri, hızla ortaya çıkan ve yok olan gizemli bir halüsinasyona tanık olurlar.

Dr. Breen'le "BreenGrub" şeklinde kısa bir süre yüzleştikten sonra ikili, Dr. Mossman'ı bir sorgu hücresinde tutsak olarak bulur. Alyx hâlâ ona güvenmese de, Mossman kısa varoluş anlarından birinde gemiye binmelerine yardım eder. Gemide, gücünü kontrol etmeye ve kullanmaya çalışırlar: anında herhangi bir yere ışınlanma yeteneği. Önceki Aperture Science çalışanları, geminin Önyükleme Aygıtı'nı yıllar önce istilacı Combine kuvvetlerinin eline düşmesini önlemek için etkinleştirmiş, böylelikle geminin hem zaman hem de uzayda sürekli olarak ileri geri gitmesine neden olmuştur. Borealis'in Direniş güçleri tarafından kurtarılabileceğine ve üzerinde çalışmalar yapılabileceğine inanan Mossman, Alyx'in babasının isteği üzerine onu yok etmek isteyen Alyx ile tartışır ve gemiyi kendi kendini imha etmeye ve Combine'ın istila bağlantısının kalbine götürmeye yönelik bir plan hazırlar. Mossman, Önyükleme Aygıtı'nı kapatamadan önce, Alyx onu vurur ve öldürür. Borealis etkinleştirilmiş bir şekilde Combine'ın komuta merkezine doğru ilerlemekte ve Alyx ile Gordon kaçınılmaz sonlarına hazırlanırken, G-Man aniden ortaya çıkıp Alyx'e belirir ve onu güvenli bir şekilde bu durumdan tahliye eder. Gordon tamamen yalnız ve yok olmaya saniyeler kala, Vortigauntlar benzer şekilde olaya müdahale edip onu da tahliye eder ve serinin olaylarına bir son koyar. Mektup, Gordon'un bunu son bölümü olarak belirtmesiyle sona erer.

Hikâye[edit]

Aşağıdaki, hikâyenin özgün metninin bir çevirisidir.

Sevgili Oyuncu,

Umarım bu mektup eline ulaşır. “Gordon Freeman, nicedir senden haber alamamıştık!” diye şikâyet ettiğini şimdiden duyar gibiyim. Eh, eğer mazeretlerimi dinlemeyi kabul edersen elimde bir sürü var, en büyüğü de başka boyutlarda falan olmam ve sana normal yollarla ulaşamamam. On sekiz ay öncesine kadar durum bundan ibaretti, ta ki durumumda kritik bir değişiklik meydana gelene ve kendimi tekrar bu kıyılarda bulana kadar. O zamandan beri sıklıkla aradan geçen yılları, sessiz kaldığım o seneleri en iyi nasıl anlatabilirim diye düşünme imkânı buldum. Öncelikle beklettiğim için özür dilemekle başlamak istiyorum ve bunu aradan çıkardığımız göre hızlıca (yani kısaca, çabucak ve çok fazla detaya girmeden) önceki mektubumda (bundan böyle Episode 2 olarak anılacak) anlattığım olaylardan sonra başıma gelenleri anlatmaya başlayabilirim.

Öncelikle, bir önceki mektubumun son paragraflarından da hatırlayabileceğin üzere, Eli Vance’ın ölümü hepimizi sarsmıştı. Direnişçiler bu durumdan derinden etkilendi; planımızın ne kadarının ifşa olduğundan emin olamıyor, hatta planladığımız şekilde devam etmenin mantıklı olup olmadığına bile karar veremiyorduk. Ama yine de, Eli’yı toprağa verdikten sonra yeniden bir araya gelecek gücü ve cesareti bulduk. Eli’ın gözü pek, cesur kızı Alyx Vance’ın babasının arzusuna uygun olarak devam etmemiz gerektiğine dair inancıydı bizi ateşleyen. Eli’ın uzun süredir yardımcılığını yapan Dr. Judith Mossman’ın gönderdiği kuzey kutbu koordinatları elimizdeydi ve bunun kayıp araştırma gemisi Borealis’in yerini gösterdiğine inanıyorduk. Eli, Combine’ın eline geçmesine izin vermektense Borealis’in yok edilmesi gerektiğini düşünüyordu. Ekibin kalanıysa aynı fikirde değildi, Borealis’in direnişi başarıya ulaştıracak sırrı barındırdığına inanıyorlardı. Öyle ya da böyle, gemiyi bulana kadar tartışmanın bir anlamı yoktu. O yüzden Dr. Vance’a karşı son görevimizi yerine getirdikten sonra Alyx ve ben bir helikoptere atladık ve kuzey kutbuna doğru yola çıktık; çoğunlukla askerlerden oluşan daha büyük bir destek ekibi de ayrı bir araçla bizi takip edecekti.

Hâlâ daha küçük helikopterimizin çakılmasına neden olan şeyin ne olduğundan emin değilim. Tipi altında o donmuş topraklardan geçerken harcadığımız saatleri de yalan yanlış, hayal meyal hatırlıyorum. Net bir şekilde hatırladığım ilk şey Dr. Mossman’ın vermiş olduğu koordinatlara, Borealis’i bulmamız gereken yere yaklaştığımızdı. Ama onun yerine üzerinde kötücül Combine teknolojisinin tüm izlerini taşıyan, son derece korunaklı bir tesisle karşılaştık. Etrafı geniş bir buzul araziyle çevriliydi. Borealis’in kendisindense bir iz yoktu… daha doğrusu ilk başlarda. Combine tesisine gizlice girdiğimizde kendini tekrar eden, kuzey ışıklarına benzeyen bir efekt fark ettik – sanki devasa bir hologram bir görünüp bir kayboluyordu. Başlarda bu tuhaf olayın Combine’ın kullandığı bir tür lens sisteminin sonucu olduğunu düşünsek de Alyx ve ben kısa süre içinde fark ettik ki gördüğümüz şey aslında araştırma gemisi Borealis’in ta kendisiydi; Combine cihazlarının tam ortasında ortaya çıkıyor, sonra tekrar kayboluyordu. Uzaylılar tesislerini gemiyi araştırmak ve cisimleştiği anda ele geçirmek için buraya kurmuşlardı. Dr. Mossman’ın bize yolladığı koordinatlar geminin yerini değil, tahmini varış noktasını gösteriyordu. Araç salınımlar eşliğinde bizim gerçekliğimize bir girip bir çıkıyor, nabız misali atan görüntüsü giderek bir düzene giriyordu fakat uzun süreliğine görünür olacağının, hatta ortaya çıkıp çıkmayacağının bile garantisi yoktu. Gemi fiziksel forma büründüğü anda içine girebileceğimiz bir konumda beklememiz gerektiğine karar verdik.

Bu noktada kısa süreliğine gözaltına alındık – ilk başta Combine tarafından yakalandığımızdan korkmuştuk ama eski düşmanımız, işbirlikçi ve ikiyüzlü Wallace Breen’in adamları tarafından ele geçirildiğimiz ortaya çıktı. Dr. Breen onu son gördüğümüzden beri oldukça değişmişti – yani, ölü değildi. Combine bir noktada adamın bilincinin eski bir versiyonunu kurtarmış ve fiziksel bedeni öldüğünde yedek kişiliğini devasa bir larvayı andıran bu biyolojik kopyaya yüklemişlerdi. BreenLarvası, Combine hiyerarşisinde göreceli olarak önemli bir güç mevkiinde bulunuyor olsa da gergin görünüyor ve özellikle de benden korkuyor gibiydi. Wallace önceki bedeninin, orijinal Dr. Breen’in nasıl öldüğünü bilmiyordu. Tek bildiği bundan benim sorumlu olduğumdu. Bu yüzden larva bize karşı ihtiyatlı davranıyordu. Yine de kısa bir süre sonra (zaten asla sessizliğini uzun süre koruyamazdı) kendisinin de Combine’ın bir esiri olduğunu itiraf etti. Bu grotesk hâlinden kesinlikle memnun değildi ve hayatını sona erdirmemiz için bize yalvardı. Alyx, Wallace Breen’in çabuk bir ölümü hak etmediğini düşünse de şahsen ben biraz acıma, biraz da merhamet hissediyordum. Yolumuza devam etmeden önce Alyx’e fark ettirmeden larvanın ölümünü hızlandırmak için bir şeyler yapmış olabilirim.

Dr. Breen tarafından alıkoyulduğumuz yerin pek de uzağında olmayan bir noktada Judith Mossman’ı bir Combine sorgu hücresinde bulduk. Tahmin edebileceğiniz gibi Judith ile Alyx’in arası oldukça gergindi. Alyx babasının ölümü için onu suçladı… Judith ise ilk kez duyduğu bu haber karşısında yıkıldı. Judith en baştan beri direnişe hizmet eden bir ikili ajan olduğuna, yalnızca Eli’ın kendisinden istediklerini yapmaya çalıştığına ve grubun diğer üyeleri, yani bizim tarafımızdan bir hain olarak görülme riski taşıdığını bilmesine rağmen buna devam ettiğine Alyx’i inandırmaya çalıştı. Ben tamamen ikna olmuştum; fakat Alyx için aynı şeyi söyleyemem. Ama duruma mantıklı açıdan bakacak olursak Dr. Mossman’a ihtiyacımız vardı; Borealis’in koordinatlarına ek olarak gemiyi tamamen kendi gerçeklik düzlemimize getirmek için gerekli olan rezonans anahtarlarına da sahipti.

Bir araştırma istasyonunu koruyan Combine askerleriyle çatışmaya girdik, ardından Dr. Mossman Borealis’e (kısa bir anlığına) bütünlük sağlayacak frekansları girdi. Elde ettiğimiz o kısıtlı zaman diliminde, sayısız Combine askeri ensemizdeyken apar topar gemiye bindik. Borealis çok kısa bir anlığına maddeleşmiş, sonra salınımlarına geri dönmüştü. Evrenler arasında sıçramaya başladığımız sırada bölgeye intikal eden ve Combine güçleriyle çatışmaya giren destek kuvvetlerimizin bize katılması için artık çok geçti.

Sonrasında yaşananları açıklamak daha da zor. Alyx Vance ve Dr. Mossman’la birlikte gemiyi kontrol eden şeyi aradık: güç kaynağını, kontrol odasını, seyir merkezini. Geminin karmaşık bir geçmişi olduğu ortaya çıktı. Yıllar önce, Combine işgali sırasında, eski bir bilim ekibinin üyeleri Michigan Gölü’nün altında yer alan Aperture Science Araştırma Üssü’nde kuru havuza alınmış bir geminin üstünde çalışıyorlarmış ve ona “Bootstrap Device” adını verdikleri bir cihaz monte etmişler. Planlandığı gibi çalıştığı takdirde tüm gemiyi kaplayacak büyüklükte bir alan oluşturması gerekiyormuş. Bu alan ise arzu edilen herhangi bir yere anında, aradaki mesafeyi katetmesine gerek kalmadan geçiş yapabilecekmiş. Bir giriş ya da çıkış portalına, herhangi bir cihaza gerek duyulmuyormuş; tamamen bağımsızmış. Maalesef cihazı test etme fırsatını hiçbir zaman bulamamışlar. Combine, Yedi Saat Savaşı sırasında Dünya’yı işgal ederken uzaylılar en önemli araştırma tesislerimizin çoğunu ele geçirmiş. Geminin düşmanlarımızın eline geçmesini istemeyen Borealis mürettebatı ümitsizce bir girişimde bulunarak alanı çalıştırmış ve onu hedef alabildikleri en uzak noktaya, Kuzey Kutbu’na göndermişler. Fark etmedikleri husus, Bootstrap Device’ın zaman ve mekânda da yolculuk edebildiğiydi. Ayrıca herhangi bir zamana ya da konuma da bağlı değildi. Hem Borealis hem de aktifleştirildiği an Yedi Saat Savaşı zamanından kalma, unutulmaya yüz tutmuş Michigan Gölü ile günümüzün Kuzey Kutbu arasında, zaman ve mekânda gerilmişti; tıpkı lastik bir bant gibi uzamış, titreşiyordu. Ama bazı yerlerde sabit duran noktalarını bulabiliyordunuz, tıpkı titreşen bir gitar telinin üstündeki armonik noktalar gibi. Gemiye bindiğimiz yer bu armonik noktalardan biriydi ama tel zaman ve mekânda hem ileriye hem de geriye doğru uzanıyordu ve çok geçmeden her yöne çekilir olduk.

Zaman kafa karıştırıcı bir hâl aldı. Güverteden baktığımızda Aperture Science’ın kuru havuzlarını tam teleport anında, Combine güçleri karadan, denizden ve havadan yaklaştığı sırada görebiliyorduk. Aynı zamanda Kuzey Kutbu’nun ıssız topraklarını, değişken durumdaki Borealis’e ulaşmak için savaşan arkadaşlarımızı da görüyorduk. Ek olarak başka dünyalara, belki de geleceğe ya da geçmişe ait kısacık görüntüler geçip gidiyordu önümüzden. Alyx dakikalar geçtikçe Combine’ın diğer dünyaları işgal etmek için kullandığı merkezi toplanma bölgelerinden birini gördüğümüzden daha çok emin oldu – tıpkı bizim dünyamıza yaptıkları gibi. Bu sırada geminin içinde savaşıyor, Combine güçleri tarafından takip ediliyorduk. İçinde bulunduğumuz durumu anlamakta ve ne yapacağımıza karar vermekte güçlük çekiyorduk. Borealis’in rotasını değiştirebilir miydik? Gemiyi Kuzey Kutbu’nda karaya oturtarak akanlarımıza onun üstünde çalışma fırsatı sunmalı mıydık? Yoksa kendimiz de dâhil, içindeki herkesle birlikte havaya mı uçurmalıydık? Lâkin bir sabun köpüğü gibi içinden geçip gittiğimiz aldatıcı ve paradoksal zaman döngüleri yüzünden bir gerçekliğe tutunmak imkânsızdı. Binlerce farklı versiyonumuzla karşılaştıkça kendimi delirmiş gibi hissettim, diğerleri de öyle. Sanki kısmen bir hayalet gemide kısmense kâbusumsu bir panayırdaydık.

En nihayetinde her şey yapacağımız bir seçime dayanıyordu. Judith Mossman bizimle mantıklı bir şekilde tartışarak Borealis’i kurtarmamızı, onu direnişe teslim etmemizi ve zeki akranlarımızın gemiyi inceleyip gücünden faydalanabileceklerini söyledi. Ama Alyx bana babasının gemiyi yok etme arzusunu yerine getireceğine dair yemin ettiğini hatırlattı. Sonra da Borealis’i kendini yok edecek şekilde programladığımız ve onu Combine’ın işgal merkezinin tam ortasına sürdüğümüz bir plan yapıverdi. Judith ile Alyx tartışmaya başladı. Sonunda Judith onu kaba kuvvetle yere serdi ve gemiyi buzlara yanaştırmak için Bootstrap Device’ı kapatmaya koyuldu. Derken bir silah sesi duydum ve Judith yere yığıldı. Alyx hepimizin adına karar vermişti… ya da silahı verdi diyelim. Dr. Mossman ölünce Alyx ile birlikte intihar dalışının hazırlıklarına başladık. Bedbaht bir şekilde Borealis’i bir silaha, zaman yolculuğu yapabilen bir füzeye dönüştürdük ve yönünü Combine’ın komuta merkezine çevirdik.

Tam bu noktada, duyunca şaşırmayacağından adım gibi emin olduğum üzere o alaycı hilekârın, G-Man’in görünümde malum bir Şeytani Suret ortaya çıktı. İlk kez sadece bana değil, Alyx Vance’a da görünüyordu. Alyx gizemli devlet adamını çocukluğundan beri görmemişti ama onu hemen tanıdı. “Benimle gel, yapmamız gereken şeyler ve olmamız gereken yerler var,” dedi G-Man ve Alyx ona razı geldi. Mavi takım elbiseli, tuhaf adamı takip ederek Borealis’ten, bizim gerçekliğimizden ayrıldı. Benim içinse açık tutulan, elverişli bir kapı yoktu; sadece alaycı bir sırıtış ve bir yan bakış. Combine dünyasının ortasına doğru yol alan, silaha dönüştürülmüş bir gemide tek başıma kaldım. Muazzam bir ışık patlaması yaşandı. Işıl ışıl parlayan bir Dyson Küresi’nin kozmik görüntüsünü yakaladım göz ucuyla. Combine’ın engin gücünün büyüklüğünü, çabalarımızın beyhudeliğini kısa bir anlığına kavradım. Her şeyi görüyordum. Bilhassa da Borealis’in, en güçlü silahımızın onlara cızırdayan bir kibrit çöpünden daha fazla zarar vermeyeceğini… Benden geriye o kadarcık bir parça bile kalmayacaktı.

Tam o sırada, mutlaka senin de öngördüğün gibi, Vortigauntlar kendi kareli gerçeklik perdelerini ayırdılar, daha önce yaptıkları gibi bana uzandılar ve beni dışarı çıkarıp bir kenara çektiler. Havai fişek gösterisinin başladığını ucu ucuna görebildim.

Ve işte buradayız. Bu sahile dönüşümden bahsediyoruz. Bu toprakları tanımama rağmen oldukça dolambaçlı bir yol oldu ve arazinin ne kadar değiştiğini görmek beni şaşırttı. Aradan o kadar uzun bir zaman geçti ki kim olduğumu, en son konuştuğumda neden bahsettiğimi ya da başarmaya çalıştığımız şeyi hatırlayan çok az kişi kaldı geriye. Bu noktada, direniş benim bir katkım olmaksızın ya başarılı olacak ya da başarısız. Eski dostlarım susturuldu veya başarısız oldu. Artık araştırma ekibinin büyük bir kısmını tanımıyorum ama direniş ruhunun devam ettiğine inanıyorum. İzlenilmesi gereken yolu benden daha iyi bildiğinizi umuyorum ve bunu size bırakıyorum. Benden bu konularla ilgili daha fazla mektup almayı beklemeyin; bu benim son mektubum.

Sonsuz bir katiyetle dostun olan,

Gordon Freeman, Ph.D.

Hikâyenin aşağıdaki anadil sürümünde karışık isimler düzeltilmiştir.

Dearest Player,

I hope this letter finds you well. I can hear your complaint already, “Gordon Freeman, we have not heard from you in ages!” Well, if you care to hear excuses, I have plenty, the greatest of them being I’ve been in other dimensions and whatnot, unable to reach you by the usual means. This was the case until eighteen months ago, when I experienced a critical change in my circumstances, and was redeposited on these shores. In the time since, I have been able to think occasionally about how best to describe the intervening years, my years of silence. I do first apologize for the wait, and that done, hasten to finally explain (albeit briefly, quickly, and in very little detail) events following those described in my previous letter (referred to herewith as Episode 2).

To begin with, as you may recall from the closing paragraphs of my previous missive, the death of Eli Vance shook us all. The Resistance team was traumatized, unable to be sure how much of our plan might be compromised, and whether it made any sense to go on at all as we had intended. And yet, once Eli had been buried, we found the strength and courage to regroup. It was the strong belief of his brave daughter, the feisty Alyx Vance, that we should continue on as her father had wished. We had the Arctic coordinates, transmitted by Eli’s long-time assistant, Dr. Judith Mossman, which we believed to mark the location of the lost research vessel Borealis. Eli had felt strongly that the Borealis should be destroyed rather than allow it to fall into the hands of the Combine. Others on our team disagreed, believing that the Borealis might hold the secret to the revolution’s success. Either way, the arguments were moot until we found the vessel. Therefore, immediately after the service for Dr. Vance, Alyx and I boarded a helicopter and set off for the Arctic; a much larger support team, mainly militia, was to follow by separate transport.

It is still unclear to me exactly what brought down our little aircraft. The following hours spent traversing the frigid waste in a blizzard are also a jumbled blur, ill-remembered and poorly defined. The next thing I clearly recall is our final approach to the coordinates Dr. Mossman had provided, and where we expected to find the Borealis. What we found instead was a complex fortified installation, showing all the hallmarks of sinister Combine technology. It surrounded a large open field of ice. Of the Borealis itself there was no sign…or not at first. But as we stealthily infiltrated the Combine installation, we noticed a recurent, strangely coherent auroral effect–as of a vast hologram fading in and out of view. This bizarre phenomenon initially seemed an effect caused by an immense Combine lensing system, Alyx and I soon realized that what we were actually seeing was the research vessel Borealis itself, phasing in and out of existence at the focus of the Combine devices. The aliens had erected their compound to study and seize the ship whenever it materialized. What Dr. Mossman had provided were not coordinates for where the sub was located, but instead for where it was predicted to arrive. The vessel was oscillating in and out of our reality, its pulses were gradually steadying, but there was no guarantee it would settle into place for long–or at all. We determined that we must put ourselves into position to board it at the instant it became completely physical.

At this point we were briefly detained–not captured by the Combine, as we feared at first, but by minions of our former nemesis, the conniving and duplicitous Wallace Breen. Dr. Breen was not as we had last seen him–which is to say, he was not dead. At some point, the Combine had saved out an earlier version of his consciousness, and upon his physical demise, they had imprinted the back-up personality into a biological blank resembling an enormous slug. The BreenGrub, despite occupying a position of relative power in the Combine hierarchy, seemed nervous and frightened of me in particular. Wallace did not know how his previous incarnation, the original Dr. Breen, had died. He knew only that I was responsible. Therefore the slug treated us with great caution. Still, he soon confessed (never able to keep quiet for long) that he was himself a prisoner of the Combine. He took no pleasure from his current grotesque existence, and pleaded with us to end his life. Alyx believed that a quick death was more than Wallace Breen deserved, but for my part, I felt a modicum of pity and compassion. Out of Alyx’s sight, I might have done something to hasten the slug's demise before we proceeded.

Not far from where we had been detained by Dr. Breen, we found Judith Mossman being held in a Combine interrogation cell. Things were tense between Judith and Alyx, as might be imagined. Alyx blamed Judith for her father’s death…news of which, Judith was devastated to hear for the first time. Judith tried to convince Alyx that she had been a double agent serving the resistance all along, doing only what Eli had asked of her, even though she knew it meant she risked being seen by her peers–by all of us–as a traitor. I was convinced; Alyx less so. But from a pragmatic point of view, we depended on Dr. Mossman; for along with the Borealis coordinates, she possessed resonance keys which would be necessary to bring the vessel fully into our plane of existence.

We skirmished with Combine soldiers protecting a Combine research post, then Dr. Mossman attuned the Borealis to precisely the frequencies needed to bring it into (brief) coherence. In the short time available to us, we scrambled aboard the ship, with an unknown number of Combine agents close behind. The ship cohered for only a short time, and then its oscillations resume. It was too late for our own military support, which arrived and joined the Combine forces in battle just as we rebounded between universes, once again unmoored.

What happened next is even harder to explain. Alyx Vance, Dr. Mossman and myself sought control of the ship–its power source, its control room, its navigation center. The ships’s history proved nonlinear. Years before, during the Combine invasion, various members of an earlier science team, working in the hull of a dry-docked vessel situated at the Aperture Science Research Facility in Michigan, had assembled what they called the Bootstrap Device. If it worked as intended, it would emit a field large enough to surround the ship. This field would then itself travel instantaneously to any chosen destination without having to cover the intervening space. There was no need for entry or exit portals, or any other devices; it was entirely self-contained. Unfortunately, the device had never been tested. As the Combine pushed Earth into the Seven Hour War, the aliens seized control of our most important research facilities. The staff of the Borealis, with no other wish than to keep the ship out of Combine hands, acted in desperation. The switched on the field and flung the Borealis toward the most distant destination they could target: Arctica. What they did not realize was that the Bootstrap Device travelled in time as well as space. Nor was it limited to one time or one location. The Borealis, and the moment of its activation, were stretched across space and time, between the nearly forgotten Lake Huron of the Seven Hour War and the present day Arctic; it was pulled taut as an elastic band, vibrating, except where at certain points along its length one could find still points, like the harmonic spots along a vibrating guitar string. One of these harmonics was where we boarded, but the string ran forward and back, in both time and space, and we were soon pulled in every direction ourselves.

Time grew confused. Looking from the bridge, we could see the drydocks of Aperture Science at the moment of teleportation, just as the Combine forces closed in from land, sea and air. At the same time, we could see the Arctic wastelands, where our friends were fighting to make their way to the protean Borealis; and in addition, glimpses of other worlds, somewhere in the future perhaps, or even in the past. Alyx grew convinced we were seeing one of the Combine’s central staging areas for invading other worlds–such as our own. We meanwhile fought a running battle throughout the ship, pursued by Combine forces. We struggled to understand our situation, and to agree on our course of action. Could we alter the course of the Borealis? Should we run it aground in the Arctic, giving our peers the chance to study it? Should we destroy it with all hands aboard, our own included? It was impossible to hold a coherent thought, given the baffling and paradoxical timeloops, which passed through the ship like bubbles. I felt I was going mad, that we all were, confronting myriad versions of ourselves, in that ship that was half ghost-ship, half nightmare funhouse.

What it came down to, at last, was a choice. Judith Mossman argued, reasonably, that we should save the Borealis and deliver it to the resistance, that our intelligent peers might study and harness its power. But Alyx reminded me had sworn she would honor her father's demand that we destroy the ship. She hatched a plan to set the Borealis to self-destruct, while riding it into the heart of the Combine’s invasion nexus. Judith and Alyx argued. Judith overpowered Alyx and brought the Borealis area, preparing to shut off the Bootstrap Device and settle the ship on the ice. Then I heard a shot, and Judith fell. Alyx had decided for all of us, or her weapon had. With Dr. Mossman dead, we were committed to the suicide plunge. Grimly, Alyx and I armed the Borealis, creating a time-travelling missile, and steered it for the heart of the Combine’s command center.

At this point, as you will no doubt be unsurprised to hear, a Certain Sinister Figure appeared, in the form of that sneering trickster, G-Man. For once he appeared not to me, but to Alyx Vance. Alyx had not seen the cryptical schoolmaster since childhood, but she recognized him, instantly. “Come along with me now, we’ve places to do and things to be,” said G-Man, and Alyx acquiesced. She followed the strange grey man out of the Borealis, out of our reality. For me, there was no convenient door held open; only a snicker and a sideways glance. I was left alone, riding the weaponized research vessel into the heart of a Combine world. An immense light blazed. I caught a cosmic view of a brilliantly glittering Dyson sphere. The vastness of the Combine’s power, the futility of our struggle, blossomed briefly in my awareness. I saw everything. Mainly I saw how the Borealis, our most powerful weapon, would register as less than a fizzling matchhead as it blew itself apart. And what remained of me would be even less than that.

Just then, as you have surely already foreseen, the Vortigaunts parted their own checkered curtains of reality, reached in as they have on prior occasions, plucked me out, and set me aside. I barely got to see the fireworks begin.

And here we are. I spoke of my return to this shore. It has been a circuitous path to lands I once knew, and surprising to see how much the terrain has changed. Enough time has passed that few remember me, or what I was saying when last I spoke, or what precisely we hoped to accomplish. At this point, the resistance will have failed or succeeded, no thanks to me. Old friends have been silenced, or fallen by the wayside. I no longer know or recognize most members of the research team, though I believe the spirit of rebellion still persists. I expect you know better than I the appropriate course of action, and I leave you to it. Expect no further correspondence from me regarding these matters; this is my final episode.

Yours in infinite finality,

Gordon Freeman, Ph.D.

Alternatif fikirler[edit]

Sonraki düşüncelerinde[2] Laidlaw, Epistle 3 için nihai ürünün gerçekleştirilmesinde ortaya çıkabilecek bazı alternatif sonuçlar ve sorular üzerinde düşünmüştür.

  • Alyx gerçekten Dr. Mossman'ı vurup öldürür mü yoksa bu çok mu sert kaçar? Ya Alyx, Mossman'ı bir zaman döngüsüne veya geçit balonuna itip kaderini açıkta bıraksa?
  • Barney veya Dog için hikâyede herhangi bir rol var mı?
  • Ya son patlama, Gordon'u tekrar Black Mesa Giriş Treni'ne bindiren bir zaman döngüsü tekilliğine güç veriyorsa ve tüm bunlar hiç olmadıysa? Ya da baştan yaşanacaksa?
  • Hikâyeyi nasıl anlatacaklar?
    • Oyuncu Borealis'te başlayacak ve "flashback" olarak işlev gören fiziksel zaman döngülerine mi sahip olacak?
    • Oyuncu, tüm deneyimin bilgi almanın bir yolu olarak fantezi tarafından kışkırtıldığını ima ederek, bir Combine sorgulama hücresine bir bakış atarak mı başlayacak?
    • Yoksa basit bir doğrusal deneyimle mi devam edeceklerdi?
  • Seslendirme sanatçısı Robert Culp öldükten sonra Dr. Breen karakteriyle nasıl başa çıkacaklardı?

İsim değişiklikleri[edit]

Kod adlarının yerine geçeceği varsayılan düzeltilen adların ve terimlerin çoğunluğunu aşağıdakiler oluşturmaktadır. Bu düzeltilmiş isimlerin doğru olup olmadığı veya tüm orijinal ikamelerin hesaba katılıp katılmadığı kesin olarak bilinmemektedir.

Özgün Düzeltilmiş
Playa Player
Gertie Fremont Gordon Freeman
Epistle Episode
Elly Vaunt Eli Vance
Research & Rebellion Resistance
Alex Vaunt Alyx Vance
Antarctic Arctic
Jerry Maas Judith Mossman
Hyperborea Borealis
Disparate Combine
Wanda Bree Wallace Breen
Bree-Slug BreenGrub
Tocsin Island Aperture Science
Nine Hour Armageddon Seven Hour War
Mrs. X G-Man
Ghastlyhaunt Vortigaunt

Laidlaw, takip eden Twitter gönderilerinde birkaç isimden daha bahsetmiştir.

Özgün Düzeltilmiş
Bernadette[5] Barney
cAT[5] Dog
Green Valley Science Factory[6] Black Mesa Research Facility

Sergi[edit]

Ayrıca bakınız[edit]

Kaynaklar[edit]

  1. Twitter favicon.png Tweet: "My website's down for now. I guess fanfic is popular, even a genderswapped snapshot of a dream I had many years ago." @marc_laidlaw (Marc Laidlaw), Twitter'da (24 Ağustos 2017) (arşivlenimş)
  2. 2.0 2.1 Twitter favicon.png Tweet: "Epistolary Afterthoughts: The map is not the territory. A sketch is only a starting point. Everything changes as you try to make it real..." @marc_laidlaw (Marc Laidlaw), Twitter'da (26 Ağustos 2017) (arşivlenimş)
  3. Why Valve Gave Up On 'Multiple' Half-Life 3s, Kotaku'da (23 Mart 2020)
  4. "The narrative had to be baked into the corridors": Marc Laidlaw on writing Half-Life, Rock Paper Shotgun'da (1 Mart 2023)
  5. 5.0 5.1 Twitter favicon.png Tweet: "Is there a role in all this for the former security guard Bernadette? What about cAT?..." @marc_laidlaw (Marc Laidlaw), Twitter'da (26 Ağustos 2017) (arşivlenimş)
  6. Twitter favicon.png Tweet: "What if the final explosion powers a huge timeloop singularity that puts Gertrude back on the Green Valley Science Factory Inbound Train..." @marc_laidlaw (Marc Laidlaw), Twitter'da (26 Ağustos 2017) (arşivlenimş)

Harici bağlantılar[edit]